Geçtiğimiz günlerde transfer gündemine bomba gibi bir iddaa düşmüştü.AMK gazetesinin yaptığı haberde Arda Turan'ın takıme geri dönmek istediğini Fatih Terim'e ilettiği söyleniyordu.İlk başta kimse haberi ciddiye almasa da bir süre sonra bu bomba iddaanın gerçek olduğu ortaya çıktı.Çok süre geçmeden de Galatasaraylı taraftarları iki gruba ayırdı.Arda gelsin diyenler ve Arda gelmesin diyenler.Baştan söylemek gerekirse ben Arda gelmesin diyenlerdenim.

Taraftarın bir kısmı Arda için hala "Arda Galatasaray'ın simgelerindendir.Öz evladıdır.Her zaman kapımız açıktır ve istediği zaman dönebilir.Hem Fatih Terim affetmişse biz bir şey diyemeyiz." sözlerini sarfediyor.Kimseyi görüşünden dolayı eleştirme gibi bir lüksümüz yok.Fakat onlara çok basit bir örnekle Arda'nın yaptığı ayıbı anlatmak istiyorum.Kafa karıştırmadan basit bir şekilde işi futboldan soyutlayıp biraz hikaye gibi anlatacağım.Belki o zaman gerçekler daha iyi anlaşılır.

Galatasaray'ın bir aile olduğunu ve bu ailenin önemli fertlerinden birinin Fatih Terim olduğunu biliyoruz.Şimdi bu aileyi ve bir işte aile bireylerinin çalıştığını düşünün.İşler pekala bundan önceki senelerde iyisiyle kötüsüyle geçiyordu.Fakat her şey her zaman güzel olacak diye bir şey yok.O sene istenilen şeyler olmuyordu.Eskisi gibi çalışılmıyordu.Bu güçlü aile bir anda bocalamıştı ve zor duruma düşmüştü.Herkes düşene bir tekme de biz vuralım diye uğraşıyordu.Tabi karşılarında güçlü ama o günlerde sendeleyen bir aile duruyordu.Bu günlerin gelip geçeceğini en iyi onlar biliyordu.O yüzden aldırış etmeden devam ediyorlardı.Olaylar aldı başını gidiyor derken aile bireyleri eski halimize nasıl döneriz, tekrar nasıl ayağa kalkarız diye düşünmeye başlamıştı.İşte o günlerde bu ailenin en önemli bireylerinden biri çıkageldi ve anlı şanlı tarihi, eski günleri tekrardan yaşatmak için bir proje başlattı.Bu projede ise ailenin yetenekli,  çalışkan ve şımarık olmasına rağmen işini iyi yaptığı için pek ses çıkarılmayan çocuğuna en önemli görevi verdi.Bu projenin merkezine onu koydu, ona güvendi.Kimsenin beklemediği bir anda her şey düzene girmişken bugüne kadar verdiği sözleri yutarak o şımarık çocuk bu aileyi yarı yolda bıraktı ve çalışmasını başkalarına da göstermek için ayrıldı.Çok geçmeden sadece bir sene sonra o yarı yolda bıraktığı aile gümbür gümbür yoluna devam ederken, eski günlere dönülmüşken geçtiğimiz yıl onları kötü gününde yarı yolda bırakan o şımarık çocuk, ailenin en iyi zamanında geri dönmek istiyordu.Daha doğrusu çırpınıyordu.

Şimdi sorum çok basit gelecektir.Size sözler verdiği halde kötü gününüzde yarı yolda bırakıp giden bu şımarık çocuğu çok da gerekli olmadığı bir zamanda, kimisinin görevini değiştirmeyi  ve düzeni bozmayı göze alarak tekrar aranıza alır mısınız?Tekrar güvenip ona görev verebilir misiniz? Benim cevabım hayır olacaktır.

Arda'nın bu zamana kadar yaptığı iyi-kötü çok şey oldu.Yeri geldi eleştirdik yeri geldi ayakta alkışladık.Bunların hepsini kendi seçti, kendi istedi.Kimse ona zorla bir şey yaptırmadı.Evet ona çok erken kaptanlık verildi.Evet Türkiye'nin en önemli kulübünde 10 numarayı çok genç yaşta aldı.Haklısınız basın da Arda'yı çok zorladı.Ama eğer o önceden verdiği sözleri tutup kafasını sadece futboluna verebilseydi bunların hiçbiri olmayacaktı.10 numarayı taşıyan kaptan Arda, o 66 numaralı Arda olarak kalacaktı.Dediğim gibi bu hayatı biraz da kendi seçti.Arda gelsin diyenler sen o yaşta Galatasaray'ın kaptanı olsaydın o parayı kazansaydın nolurdu diyecektir.Evet belki şımartırdı para ama ben gönül verdiğim, ailem dediğim takıma laf söylemezdim, söyletmezdim.Sevgilimle 1-2 saat film izlicem diye sinema kapatıp basına malzeme vermem evimde uslu uslu izlerdim.Eminim sizde aileniz sayesinde kazandığınız parayla şımarıp, onlara ihanet etmezdiniz.

Arda gittikten sonra ne kadar sinirli olsam da zamanla bu sinir azalmıştı.
Giderken de hatrı sayılır bir miktarı kulübüne kazandırarak gitmişti, takıma katkısı çok olmuştu.Bunları unutmamak gerekir.Avrupa Ligi finalinde o bayrağı sırtına alıp koşarken sipsi yine yüzlerde tebessüm oluşturmuştu.Fakat bu yaptığı son hareket yani zor günde kaçıp iyi günde gelmek istemesi aslında çoğu şeyi özetlemişti ve noktayı koymuştu.

İşte bu sebeplerden dolayı Arda'yı istemiyoruz.Kendi adıma konuşacak olursam bu kararım uzun bir süre devam edecek gibi.Sipsiyi sadece bir şartla kabul ederim.O da 5-6 yıl sonra kendine gelip tekrardan 66 numaralı o eski Arda olursa.Orası da çok zor görünüyor ama çoğu Galatasaraylı Arda'yı sadece bu şekilde takımda görmek isteyecektir diye düşünüyorum.